Lise öğrencisinden mektup: Düşünmeyi öğreten, adalet kavramını sınıfa taşıyan öğretmenlere ihtiyacımız var

Şehit Oğuzhan Yaşar Anadolu Lisesinden bir öğrenci

Merhabalar, ben Şehit Oğuzhan Yaşar Anadolu Lisesi öğrencisiyim. Son süreçte tüm Türkiye'deki okullardaki ve lisemizdeki gelişmeler hakkında yazmak istiyorum. "Norm fazlası" bahanesiyle yapılan bu tayinler, yalnızca bir idari düzenleme değil, siyasi bir tasfiye aracıdır. Özellikle muhalif, sendikalı, hakkını arayan öğretmenlerin hedef alınması; yerlerine yandaş, liyakatsiz atamaların hazırlanmasıdır. Bu uygulama, eğitimi niteliksizleştirirken aynı zamanda sessiz, biat eden bir öğretmen profili yaratma çabasıdır. Eğitimde ihtiyaç planlaması değil, itaat mühendisliği yapılmaktadır.

Bu durum, benim ve benim gibi düşünen öğrenciler için geleceği karartıyor. Çünkü biz, yalnızca müfredatı ezberleten değil, düşünmeyi öğreten; hak, hukuk, adalet kavramlarını sınıfa taşıyan öğretmenlere ihtiyaç duyuyoruz. Norm fazlası bahanesiyle bu öğretmenler sistem dışına itildikçe, eğitim bir aydınlanma aracı olmaktan çıkıp, itaati öğreten bir mekanizmaya dönüşüyor.

Böyle bir ortamda yetişen öğrenci, eleştirmez, sorgulamaz, alternatif düşünmez. Kendi haklarını bilemez, adaletsizliğe başkaldırmayı öğrenemez. Bizler sadece sınavlara değil, hayata hazırlanmak istiyoruz. Ama bu sistem, bizi sadece sınav kazanan ama hayatta kaybeden bireyler haline getirmeye çalışıyor.Özetle, bu uygulama bizim geleceğimizi çalıyor; daha karanlık, daha suskun bir toplumun temellerini atıyor.

Biz öğrenciler olarak, geçen hafta haberdar olduğumuz bu siyasi tasfiye durumuna karşı ilk adım olarak, okulumuzdan hâlihazırda mezun olmuş eski öğrencilerle  iletişimi sağladık. Mevcut öğrencilerin kendi aralarında planladığı oturma eylemi ile Çarşamba günü düzenlenecek basın toplantısı, bu sayede koordineli bir şekilde organize edilebildi.İnsanları mümkün mertebe haberdar etmeye çalışarak geçen bir haftasonunun ardından, Pazartesi günü okulumuzda planlanan oturma eylemi gerçekleştirildi.